YAZILARIM / DÜNYA MI KÖTÜ           KAPAT
Dünya

 

DÜNYA MI KÖTÜ, YOKSA İÇİNDE YAŞAYAN BİZLER Mİ?

Şafak Ağustoslu                                     Yazım_Tarihi:2.04.2012

 

Dünya bütün nimetlerini bize sunuyor. Hatta bolca sunuyordu desek daha doğru olur. Sonra, dünyada teknolojik yenilikler başladı. Tabi ki teknolojiye karşı değilim, ama insanlar önce işleri görülsün, daha fazla para kazanabilsin diye çabaladı.
Sonra arkalarına bir baktılar, geçtikleri yerler çöp yığını. Daha sonra ise bunu kulak arkası ederek, bazıları daha da ilerledi.

Fakat cılız sesler, bir dakika neler oluyor dedi. Böyle yaparak, dünyayı tüketiyorsunuz dedi. Önde gidenler ise bunu duyunca, çok seviyorsanız siz düzeltin dedi.
 Maalesef cılız seslerde yavaş, yavaş kaybolmaya başladı. Sonunda herkes sadece ileriye baktı.

Bir gün doğa kızdı ve nimetlerini geri çeker oldu, hala anlayamadılar.
Öndekiler yeni kaynaklara yöneldiler ve buldular da. Tekrar yürümeye koyuldular.

Sonra doğa cömertliğini daha da kesti. Hatta, bu insanlara iyi bir ders vermek gerek deyip, tüm kaynaklarını en alt düzeye çekti. Artık insanlar açlıkla, yoklukla, kuraklıkla, karşı karşıyaydı. Sonra sesler yükselmeye başladı. Dünya elden gidiyor kurtarmamız gerek. Bazıları hala anlamadılar, ama bu kez ses cılız değildi ve öndekileri uyaracak kadar uzaklara bağırıyordu. Hükümetler, önce göz yumdukları bu tabloya kayıtsız kalamadılar ve dünyayı düzeltmeye karar verdiler.
Maalesef çok geç verilmiş olan bu karar, pahalıya mal oldu. Dünya devletleri bir araya gelip kurallar koydular.
Bu kararları uyguladılar, ama yetersizdi. Kontrol mekanizmasında hep bir delik vardı. Aklı evvel insanlar bu deliği kullandılar. Hep bir şeyler kazandılar.
Sonunda olan oldu ve bu bilince yetişmiş devletler, bir şeyler yaparken, erişmemiş devletler yerinde saydı. Kuraklık kendini hissettirdiğinde, zenginler etkilenmedi.
Fakir halk üretim yapamaz oldu. Zenginler özel su sistemleri geliştirdi. Tasarruf yapın dedi ve yine, yüksek rayiçli satışlar yaparak, zenginliğine zenginlik kattı.

Fakir halk umut dedikleri makineleri aldı ve  bir şeyler yapmaya çalıştı. Fakat o da yetersiz.
Doğa dengesi bozulmuş ve artık beklenmeyen hesaplanamayan olaylar yaşanmaya başlamıştı.
Buzullar erimeye, seller verimli topraklarımızı basmaya başladı. Daha sonra ise maalesef çare tükendi. Tek çare, Allah'a yalvarmaktı.
Halk, Allah'a dua etmeye başladı. Yağmur duası, aş duası, iş duası

Bu dualarda yetmedi; çünkü dua edilirken tertemiz duygularla ve dürüst olarak dua edilmesi lazım. Bizler ne yaptık, önce dünyayı çöpe çevirdik. Şimdi ise, bir daha yapmayacağız diyoruz.
Maalesef ben bile inanmıyorum. İnsanlar bir güzel dünya bulup oraya gitseler, onu da bu dünyamız gibi çöpe çevirirler. Çünkü bu konuda ve her konuda, eğitim başta gelir. Fakat maalesef eğitim sorunlarımız dolayısıyla, kimse bu konularda eğitim vermiyor, çocuklarımız ise gelecek kaygısıyla büyüyor.
Bizler doğaya ve insanlara, saygıyı öğreten öğretmenlerle büyüdük.
Bu eğitim ömür boyu devam etmeliydi. Devam etmediği için, bilinenlerde unutuldu.
Dünyamızı kurtaramadık.
Bu gidişle dünyanın sonunu insanlık göremeyecek; çünkü bizler dünyanın sonunu, kendi ellerimizle hazırladık ve vaktinden evvel ölmesini sağladık.

 

Umarım, dünyanın güzel günlerine dönmesini sağlayacak, bir şeyler icat olunur ve yeniden umutlarımız yeşerir.